Periodontal hastalıklar dişi çevreleyen dokuların iltihabı ve diş kemiğinin erimesidir ki dişeti kanaması, ağızda koku, dişlerde sallanma ile kendini belli eder. Genellikle 30’lu yaşların sonlarında dişler etrafında ilk kemik erimeleri başlar ve tedavi edilmediği zaman dişlerin kaybı ile sonlanabilmektedir.
Prof.Dr. Korkud Demirel
Periodontoloji ve Cerrahi Bölüm Başkanı
Koroner ve periodontal hastalıklar toplumumuzda sıklıkla karşılaşılan hastalıklardır. Koroner hastalıklarda kalbi besleyen damarlar ‘Ateron’ adı verilen liflenmiş yağ plakaları ile daralır. Bu daralma zaman zaman sadece kalp damarları ile sınırlı kalmamakta daha kalın damarcık ve damarları da etkilemektedir. Ateron plakalarının oluşumunda hareketsiz yaşam, sigara, sağlıksız beslenme, kalıtım, erkek cinsiyet, stres ve yaş en önemli hazırlayıcı etkenler olarak dikkat çekmektedir. Son yıllarda bilinen bu geleneksel faktörlerin yanısıra vücuttaki uzun süreli kronik iltihapların da aterosklerotik kalp hastalıklarında rolünün olabileceğini ileri sürülmektedir. Periodontal hastalıklar bu aşamada kronik iltihabın kaynağı olarak ilk akla gelebilecek hastalıklar arasındadır.
Dişeti Kanamalarına Dikkat!…
Periodontitis tanısı konmadan çok önceleri dişeti kanamalar ile ilk belirtilerini veren dişeti iltihabı tedavisiz bırakıldığında onlarca yıl ağızda süre giden iltihabi bir hastalık tablosu çizer ki böyle bir iltihabın ateron plaklarının oluşumuna katkıda bulunabileceği düşünülmektedir. Koroner kalp hastalıklarının oluşumunda katkısı olan risk faktörlerinin neredeyse tamamına yakını periodontal hastalıklar için de geçerlidir ve koroner hastalığı olan bireylerin büyük bir çoğunluğunda da periodontal hastalık görülmektedir. Periodontal hastalıkların tedavisi erken evrelerde gayet kolaydır ve her diş hekimi tarafından gerçekleştirilebilmektedir. İlerlemiş hastalıklar için ise bu konuda doktora yapmış hekimler yardımcı olabilmekte ve iltihabı ortadan kaldırarak hem diş kayıplarını engellemekte hem de vücudu bir iltihap yükünü taşımaktan kurtarmaktadırlar.
Periodontal hastalıkların tek başlarına koroner kalp hastalıklarında etkisi olduğunu söylemek imkansızdır. Ancak elimizdeki veriler bu iki hastalık arasında oluşum açısından ve risk faktörleri açısından benzerlikler olduğunu ortaya koymaktadır. Bu benzerlikler doğrudan hastalıklar arası etkileşimi ortaya çıkarabileceği gibi sadece aynı risk faktörlerinin paylaşımından da ibaret olabilir. Günümüzde çalışmalar periodontal hastalıkların tedavisi ile koroner hastalılardaki kan değerlerinin ne düzeyde etkilendiği yönündedir. Bu yönde yapılan çalışmalar umut vermekle birlikte periodontal hastalıkların tedavisinin koroner hastalıklardaki risk faktörlerini azalttığını söylemenin çok uzağındayız. Ancak dünyada ölümlerin 3 de birinin kalp damar hastalıklarından kaynaklandığı dikkate alındığında bu umut ışığının değerlendirilmesi ve koroner hastalıkların olası hazırlayıcı faktörlerine karşı hazırlık yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır.