#1
|
|||
|
|||
Herkes aynı değil bu hayatta!
Diyelim kazık kadar insan olmuşsun ama bir baltaya sap olamadığın ya da yalnız yaşamayı gözün yemediği için hâlâ ana-babanın dizi dibinde yaşıyorsun. Ama bir yandan da daha özgür olmak istiyorsun. İşte o zaman sevgiliyle aynı evin içine girmek sana cazip gelebilir. Ve o evin içine beraber yaşamak ayrıca keyif de verebilir. Ama elin ekmek tuttuktan sonra liseli ergen gibi hâlâ baba evinde oturmak yerine aslanlar gibi gidip kendi düzenini kurduysan ve o düzeni tek başına idame ettirmekten de büyük keyif alıyorsan, işte o zaman dişinle tırnağınla yarattığın, sadece sana özel o dünyaya bir başka insanın gelip kurulması her şeyi alt üst edebiliyor. O insana aşık da olabilirsin, sevginden de ölebilirsin... Ama aynı evde yaşamak çok başka bir sabır gerektiriyor. Bak, ben çok açık söylüyorum, istediğim kadar aşkımdan öleyim beraber yaşamaya başladığımız anda sanki o adam gidiyor, yerine attığı her adımı, aldığı her nefesi bana batan bir yabancı geliyor. Allah'ım delireceğim, neden böyle oluyor, neden? Bakıyorum insanlar gül gibi, kumru gibi aynı çatı altında güzel güzel geçinip giderken ben neden akşam olunca herkes kendi evinin yolunu bilsin istiyorum. Neden sabah uyandığımda yatağımda tek başıma olmak, kahvaltımı tek başıma yapmak, kısacası afyonum patlayana kadar sevgilim dahil kimsenin yüzünü görmemek ve günün ilk yarısını yalnız geçirmek istiyorum? Öyle baş başa yemekler, tatiller de bana göre değil mesela... Ben komün hayatı seviyorum. Vıcık vıcık bir romantizm, bana hem gülünç geliyor hem de sinir yapıyor. Genç yaştan itibaren kendi paranı kazanmanın ve yalnız yaşamanın getirdiği bir sertlik belki bu. Çalışan, şehirli kadın dediğinin bir tarafı aslında hırt bir herif olabilir bak... Bazen evde tek başıma bira-patates ve küfürler eşliğinde maç izlerken "A-ha" diyorum: "İçime yine o kamyoncu abi kaçtı!" Ya da benim tam takım alet çantam ve matkabım orada kuzu gibi yatarken sevgili diye yanımda duran adamın ampul değiştirmekten bihâber olması sinir bozucu olabiliyor. O hayran olduğum adam gidiyor yerine beceriksiz bir süt oğlan geliyor. Ben galiba sevgilimi çok yakından tanımak istemiyorum. Hele beraber duş almak, yok efendim o tıraş olurken hacet gidermek, kokular, sesler eşliğinde bir yandan sohbet etmeye çalışmak falan tam bir rezillik ve zevzeklik. Hatta daha ileri gideyim beraber uyumak kadar da saçma bir şey yok bence. Yahu zaten adı üstünde; Uyuyorsun! O sırada değil yanında yatandan belki eve hırsız girse onun bile varlığından haberin yok. Nedir bu yan yana uyuma inadı? Kolunu, bacağını istediğin gibi yayamazsın, yanındaki horlar, pırtlar uyuyamazsın. Öfff tam bir eziyet! HAYAT YALNIZ GEÇMEZ Neyse benim diyeceğim, hayatımızda aşk hep olsun... Hayat yalnız geçmez, elimizi tutacak, yan yana yürümekten keyif alacağımız, destek olmaktan hiç gocunmayacağımız ve desteğiyle daha da güçleneceğimiz bir sevgili hep olsun... Ama mümkünse en azından arada, birbirimize nefes aldıracak alanlarımız da olsun. Aynı kümese tıkılmış kanatlılar gibi bir süre sonra birbirimizi didiklemeyelim sonra. İlişkinin selameti için, arada yalnız kalmayı seçin!
|
Forum | Bilgilendirme | Linkler |
Powered by vBulletin® Version 3.8.9 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd. |
Sitemiz bir " paylaşım " sitesidir. Bu yüzden sitemize kayıt olan herkes kontrol edilmeksizin mesaj/konu/resim paylaşabilmektedir. Bu sebepten ötürü, sitemiz üzerinden paylaşılan mesajlar, konular ve resimlerden doğabilecek olan yasal sorumluluklar paylaşan kullanıcıya aittir. |