Mutluluk göreceli bir kavramdır. Bir insan için sadece bir gülücük mutluluğun tanımı olabilecekken bir diğer insan için dünya mala sahip olmak mutluluk getirmez. Ya da başka bir ifadeyle mutlu olmak değil asıl önemli olan yakalanan mutluluğu daim kılmaktır.

Mutluluğa sahip olmanın marifet olmadığı, asıl marifetin bu mutluluğu hayatın her alanına yaymak olduğu herkes tarafından bilinmektedir.

Mutluluğunuzu elde tutmak için günlük mutluluklarınızı çoğaltmaya çalışın. Büyük mutluluklar peşinde koşmak sizi daha çok mutsuz edecektir. Örneğin 100 bin lira ederinde bir arabaya binmek istiyorsunuz. Bunun için yıllarca çalışmanıza rağmen parayı toplayamadığınız için istediğiniz arabayı alamıyorsunuz. Sizce bu uğurda çalışmaya devam mı etmek gerekir yoksa daha düşük ederde bir araba alarak mutlu olmak mı doğru olandır? Hayatın tadını çıkarmak için ikinci şıkkı seçmiş olmanız gerekir.

Mutlu olmanın ikinci koşulu sahip olduklarınızla mutlu olmayı bilmektir. Polyanna’yı bilmeyen yoktur. Hayat şartlarının herkes içn eşit olduğu, mutluluklar kadar hüznün, gözyaşının da olduğu bu hayatta mutlu kalmak için en geçerli yol “Polyannacılık” oynamaktır.

Peki nedir Polyannacılık?

Her durumdan bir dilim mutluluk çıkarmaktır, ağlarken bile gülünecek bir yan görmektir, televizyon ekranına bakarken ekrandaki bir demet çiçeğin size uzatıldığını düşünüp kalbinizin pırpır yapmasıdır Polyannacılık.

Sağlığınıza dua edebiliyorsanız, bir insanın sahip olabileceği en büyük servetin sağlık olduğunu biliyorsanız mutluluğunuz kalıcı olacaktır.

Geçici hevesler peşinde koşmak yerine sizin hayatınızda daim olacak mutluluğu yakalamak için daha içsel şeyler geliştirip bunları hayatınıza dahil etmeye çalışın. Diğer bir ifadeyle hobiler bulup bunlarla mutluluğu yakalayın ve kalıcı hale getirin. Kitap okumanın yarattığı hazzı duymaya çalışın. Ama bunu gerçekten isteyin. Kitabınızın yanına bir fincan da kahve alın, bunun tadını çıkarmak için gözlerinizi kapatın ve gerçek mutluluğun bu olduğunu kavrayın. Çünkü gerçek ve kalıcı mutluluk sizin içinizde…