Vücuttaki kalsiyumun %99'u kemik ve dişlerde yer almaktadır %1'i ise kolayca değişebilir niteliktedir. Bu değişebilir kısım emziklilik ve gebelik sürecinde artan kalsiyum ihtiyacını karşılamak için kullanılmaktadır. Kemiklerimiz sürekli yapılır ve yıkılır. Bu aşamaların gerçekleşmesi sırasında en en önemli kaynağımız ise kalsiyumdur.

Yeni doğmuş bir bebeğin vücudunda ortalama 30 g, yetişkinde ise 1000-1200g arasında kalsiyum bulunur. Kanın normal kalsiyum değeri 8,8-10,8 mg /dl dir.

Menopoz dönemine giren kadınlarda kemik erimesinin neden olduğunu ele alırsak östrojen hormonu vücudumuzdaki kalsiyumun dengelenmesinde rol oynayan kalsitonin ve parathormon isimli hormonların çalışmasında görevlidir. Menopozla birlikte östrojen hormonunda oluşan eksiklik kalsitonun ve parathormonun da çalışmasını engeller. Kalsiyum metobolizması bozularak bu durum kemik erimesine neden olur.

Kalsiyum gereksinmesi 0-6 ay 210 mg, 7-12 ay 270 mg, 1-3 yaş 50 0mg, 4-8 yaş 800 mg, 9-18 yaş 1300 mg, 19-50 yaş 1000 mg ,50 yaş üstü 1200 mg şeklindedir. Kalsiyum yetersizliğinde raşitizm, osteomalasiya ve osteoporozis gibi kemik hastalıkları meydana gelir. Hipertansiyon hastalarında da kalsiyum iyon düzeyinde düşüşler gözlenmektedir.

Kalsiyumdan eksikliğinin önüne geçmek için kaynaklarını iyi bilmeliyiz. Süt ve türevleri, pekmez, susam, tahin, fındık, fıstık, yeşil yapraklı sebzeler, kurubaklagilleri sıkça tüketmeliyiz.

Fazla tuz tüketimi kemiklerimiz üzerindeki olumsuz etkilere yol açmaktadır. Kalsiyum ve tuzun içinde bulunan sodyum vücudumuzda aynı taşınma sistemine sahip ve böbrekten atılan 2500mg sodyum beraberinde 40-60mg kalsiyumun atılmasına neden olur. Bu nedenle az tuzlu yeme alışkanlığımız kemik sağlığımızı korumamıza yardımcı olur.