Sevgili ebeveynler yaklaşan yaz günlerinde ister istemez siz de çocuğunuz da güneşle mutlaka temas edeceksiniz. Güneşten nasıl korunalım? Güneş gerçekten çok mu zararlı? Hiç mi faydası yok? Çok katı bir şekilde yüksek faktörlü kremler kullanmak doğru mu? Bu yazımızda da bunları tartışalım istedim.
Güneş ışınlarındaki kızıl ötesi ışınlar bizi ısıtırken, mor ötesi ya da diğer bir değişle UV dediğimiz ışınların vücudumuzda bazı sakıncaları doğabilmektedir, Bunların bilimsel olarak en kanıtlanmış olanı UV-cilt kanseri ilişkisidir. Doğru, UV’ye fazla maruz kalmak cilt kanserine yol açar, özellikle de güneşin çok dik geldiği bölge-mevsim ve saatlerde bu sorun çok daha ciddi olarak karşımıza çıkar.
Güneş ışınlarının zararlı UV’si eski çağlarda atmosferdeki ozon tabakası tarafından hafifletilir ve bize daha az zararlı olacak hale getirilirdi. Ancak günümüzde maalesef çevre kirliliği yaratan, aşırı miktarda salınan kloroflorokarbon gazları atmosferdeki bu koruyucu ozon tabakasını bozmuştur. Sonuç olarak aslında oldukça faydalı olan güneş ışınları her geçen gün biraz daha zararlı olmaya başlamıştır.
Peki biz bundan nasıl korunacağız? Öncelikle çocuğumuzu güneşe çıkaracağımız saatlere çok dikkat etmeliyiz. Zaten 3 yaşın altında çocuk günün büyük bir kısmını gölgede geçirmelidir. Sabah 08:00-10:30 arası, akşam üstü de 16:30’dan sonra çocuğunuzu güneşe çıkarmanız daha uygundur.
Güneş gölgede iken de yakabileceği için gün boyunca çocuğunuza uygun 30 ve üzeri faktörlü bir güneş koruyucuyu kullanabilirsiniz. 30’un üzerindeki faktörü daha çok tıbbi olarak güneşe kesinlikle çıkmaması gereken bazı hastalara ve çok ufak bebeklere öneriyoruz. Faktör yükseldikçe UV’den korunduğumuzu söyledik. Ancak UV’nin maalesef gözden kaçan çok önemli bir faydası da var. UV vücudumuzda D vitamini üretilmesine yardımcı olan çok önemli bir faktör, yani doğal D vitaminini üretebilmek için UV ışınlarına bağımlıyız.
D vitamini vücudumuz için vaz geçemeyeceğimiz faydaları olan çok önemli bir vitamindir. Vücudumuzu, hücrelerimizi gençleştirdiğini söyleyebiliriz. Bunun sonucunda enfeksiyon sıklığında azalma, yaşlılıkta daha güçlü, kolay kırılmayan kemikler, kalp krizi riskinde azalma , daha iyi hafıza gibi saymakla bitmeyen faydaları vardır D vitamininin.
Öyleyse kendimizi ve çocuklarımızı güneşten korurken çok katı davranmamakta fayda var. Güneşe çıkmadan evde bol miktarda yüksek faktörlü bir ürün süreceğimize, önce düz bir nemlendirici sürüp 10-15 dak cildimizdeki en az kızarıklığı sağlayacak güneş ışınını(Minimal Eritemal Doz… kısaca MED de denir) alıp ondan sonra faktörlü kremimizi sürebiliriz. Böylece hem tüm gün UV’nin zararlarından korunmuş oluruz hem de vücudumuza fayda edecek kadar UV alıp kanımızdaki D vitamini seviyemizi yükseltmiş oluruz, bu da sizin ve çocuklarınızın daha sağlıklı olmasını sağlar.