Diyet, kilo vermek ve kilo korumak amacıyla yaşam biçimini şekillendirmeye yönelik gıda ve içecek tüketimi şeklinde ifade edilmektedir. Tüketim ve beslenme alışkanlıkları ile coğrafi bölgelere göre hazırlanan pek çok farklı seçenekler sunulmaktadır. İşte, en fazla bilinen 7 diyet;

Birleşik Amerikalı bir kardiyolog olan Robert Atkins tarafından geliştirilmiş olan bir diyettir. Prensip olarak insan vücudundaki insülin oranının ani yükselme ve düşmesini engellemeye dayanmaktadır. Atkins diyeti, rafine karbonhidratların vücuttaki insülin düzeyinin hızla yükselmesine sonrasında da hızla düşmesine sebep olduğunu, bunun da bireyin daha fazla yeme arzusu ile sonuçlandığını savunmaktadır. Dünya genelinde pek çok insanın beslenme düzenine destek olan Atkins diyeti, bazı diyetisyenler tarafından kişiyi normal zamandaki beslenmesinden daha fazla protein almaya teşvik ettiği gerekçesi ile eleştirilmektedir. Diğer eksi tarafı da diyetin bir yaşam biçimi olarak benimsenmesinin zor olması ve bundan dolayı da bir müddet sonra diyetin bırakılmasıdır.

Beslenme düzeni için %40 karbonhidrat, %30 yağ ve %30 protein tüketimini esas alan Alan diyeti Dr. Barry Spears tarafından geliştirilmiştir. Alan diyetinde rafine edilmemiş karbonhidratlar ve yağların tüketimine ağırlık verilmekte olup, karbonhidrat ihtiyacının işlenmiş gıdalar yerine lif bakımından zengin sebze ve meyvelerden alınmasını önermektedir. Alan diyetinin farklı bir özelliği de alınan kalori miktarının azaltılması gibi bir öneri getirmiyor. Bunun yerine yiyeceklerin doğru bir şekilde bölüştürülmesini önermektedir. Alan diyetine göre her öğünde bir porsiyon kırmızı et, bunun iki katı kadar iyi karbonhidrat ve zeytinyağı, ceviz ve fındık gibi iyi yağlar tüketiliyorsa, sağlıklı şekilde besleniyorsunuz demektir.

Değişik şekillerde olabilen vejetaryenliğin en sık uygulanan çeşidi lakto ovo vejetaryenliktir. Bu vejetaryenlikte süt ürünleri, yumurta ve bal haricinde hayvansal hiçbir gıda tüketilmemektedir. Yapılan araştırma sonuçlarına göre, vejetaryenler daha ince bir vücut görünümüne sahip oldukları, metabolik hastalıklara daha az yakalandıkları ve diğer insanlara nazaran daha uzun yaşadıkları ortaya konulmuştur. Vegan beslenme şekli diyetten daha ziyade bir yaşam şekli ve felsefesi olarak düşünülmektedir. Süt ürünleri, bal ve yumurta hariç başkaca hayvansal gıda almadıkları gibi, bunu kendileri için sağlıklı yaşam kadar çevresel ve ahlaki gerekçelerle benimsiyorlar.

1960’lı yılların başlarında kiloluyken kilo veren ve yeniden kilo almaktan korkan bir ev kadını tarafından başlatılan bu ABD kaynaklı oluşumun birçok ülkede taraftarı bulunmaktadır. Gelişen teknoloji sayesinde internet ortamında bir araya gelen farklı milletlerden taraftarlar birbirlerine destek olmakta ve birbirlerini de denetlemektedirler. Kilo avcıları diyet ve egzersiz vasıtasıyla, vücut kütle endeksini 20-25 değerleri arasında tutmak için birbirlerine destek sağlamaktadırlar.

Bu diyet kandaki şeker düzeyinin düşük tutulmasını ve büyük bir titizlikle seçilmiş karbonhidrat tüketimi yapılması prensibine dayanmakta olup, bir kardiyolog ve bir beslenme uzmanı tarafından geliştirilmiştir. Bu diyette devamlı olarak az yağ tüketmek yerine iyi yağların tüketilmesini savunmakta, aksi halde yapılan diyetin beslenme alışkanlığına dönmeyeceğini savunmaktadır.

Bu yöntemi seçen kişiler başta organik olmak üzere bütünüyle bitkisel esaslı ve kesinlikle işlenmemiş gıdaları tüketmektedirler. Genellikle de tüketimi yapılan gıdaların üçte ikisi pişirilmeden alınmaktadır. Çiğ gıda ile beslenenler hayvansal gıdaları da diyetine katmamaktadırlar.

En fazla bilinen ve en popüler diyetlerden bir diğeri de Akdeniz diyetidir. İçeriği zengin gıda çeşitleri ile dolu olan bu diyeti daha çok sağlıklı ve başarılı bir beslenme türü olarak kabul edilmektedir. Akdeniz diyetinde bol ve çeşitli taze sebze ve meyveler, peynir, yoğurt, balık, az miktarda kırmızı et, bol zeytinyağı, tahıl, tohum ve bir miktar da şarap tüketimini içermektedir.