Guatr hastalığının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sıklıkla görüldüğünü belirten Dr. İyidir, hastanın boğazının yoklandıktan sonra guatr hastası olup olmadığının anlaşılabileceğini ifade etti. Guatrın tiroit bezinin büyümesinden kaynaklanan bir hastalık olduğunu kaydeden Dr. İyidir, "Tiroit bezi, boynun ön alt tarafında yer alan, kelebek biçiminde küçük bir salgı bezidir. Metabolizmayı ve büyümeyi kontrol eden hormonları üretir. Tiroit hormonları vücudun pek çok organını ve neredeyse her hücrenin işleyişini etkiler. Vücudun enerjiyi kullanması, vücut ısısı ve ayrıca sindirim sistemi, kalp, beyin ve kasların düzgün biçimde çalışması bu hormonlardan etkilenir. Guatr hastalığı ise tiroit bezinin, normal dışı büyümesidir.


Tiroit bezi büyüdüğünde hormon üretimi seviyesi aynı kalabilir ya da azalma, çoğalma gibi değişimler olabilir. Bu durumun solunum güçlüğü, uyku bozukluğu, kilo alma ya da kilo kaybı, gibi fizyolojik pek çok belirtisi görülür. Basit, kalıtsal ya da diğer nedenlere bağlı olmak üzere üç türde guatr vardır ve farklı türlerine göre guatr hastalığının nedenleri de değişebilir. Dünya genelinde guatr hastalığının en yaygın nedenlerinin başında iyot eksikliği gelir. Ülkemizde ve özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde bu hastalık sıklıkla görülebilir. Siirt’te iyot eksikliği ve guatr oldukça yaygındır Çünkü iyot besinlerden alınır ama bu besinlerin iyotlu topraklarda yetişmesi gerekir. Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki topraklardaki iyot azlığı, kişilerin de günlük iyot ihtiyacını karşılayamamasıyla sonuçlanır. Tiroit bezinin başlıca aktivitelerinden biri, tiroit hormonu üretmek üzere kandan iyot toplamaktır. Vücutta yeterince iyot olmadığında sorunlar başlar. İyot eksikliği özellikle gebe kadınlarda gebelik sırasında olursa çocuklarda engelledikleri özürlü olma nedenlerinden biridir. Hiçbir fonksiyon rahatsızlığı olmadan da guatr büyüyebilir" dedi.

Siirt’te iyot eksikliği nedeniyle çok sayıda guatr hastasının bulunduğunu belirten Dr. İyidir, "Dolayısıyla hastalarımızın günlük 150 mikrogram iyot alması gerekir. 1994 yılından beri sağlık Bakanlığımız ülkemizde tuzları iyotluyor. Hastalarımıza hekimleri tarafından başka bir tuz kullanılması önerilmediği sürece iyotlu tuz kullanılması önerilir" diye konuştu.