Tercihlerinizi çok yağlı yiyecekler ve ağır hamurlu şerbetli tatlılardan yana kullanırsanız kilo almanız kaçınılmazdır.

Ramazan boyunca değişen yemek saatleri ve azalan öğün sayısı ile metabolizma uzun süren açlığa bağlı olarak yavaşlar. Yine bu dönemde fiziksel aktivasyon azalır, insanlar daha az hareket etmeye meyillidir. Bu sürece uzun süreli açlık dönemini kıtlık olarak algılayan metabolizmanın yenilenleri depo etme eğilimi de eklenir. İftar zamanı, uzun süren açlığın sonrasında vücut ister istemez enerji yoğunluğu fazla olan besinlere yönelir. Gece geç saatlere kadar süren yeme düzeni, tartıda kilo yönünde artış göstermeyenler de bile, vücutta yağ oranının artmasına neden olur. Ramazan ayında aldığınız kalori miktarının biraz artması normaldir, ama siz yine de kendinizi kontrol edin.

Oruç tutulan sürenin uzunluğu, aç kalınan süreye bağlı olarak kan şekerinin düşmesine neden olabilir. Aşırı sıcaklara ilaveten, havadaki aşırı nem oranı sonucu terleme ile su kaybı olasılığının artmasıyla tansiyon problemleri, halsizlik, bulantı, bas ağrısı, bas dönmesi yaşanabilir. Bu nedenle oruçlu olanların kendilerine daha fazla dikkat etmeleri gerekir.

Uzun saatler aç kalındığınız için, kan şekerindeki düşmeye bağlı olarak daha fazla enerji verecek yiyecekleri, hızlı bir biçimde tüketme isteği oluşur. Bütün gün hiçbir şey yemeyip de, tek bir öğünde aşırı besin almak, çok fazla ve çok değişik besini aynı anda yemek, sindirim sisteminizi de olumsuz olarak etkileyecektir.

Almanız gereken besinleri tek öğünde sınırlamamaya dikkat edin. Ramazanda öğünlerinizi sahur ve iftarda iki ana öğün; iftarla sahur arasında mümkün olduğunca ara öğünler şeklinde düzenleyebilirsiniz. Aslında günün üçte birlik bölümünde hem uyuyup hem de beslenmeniz, hem de bol bol su içmeniz gerekiyor.

Çorba, kahvaltılıklar ve salata ile oruç açıldıktan 1-2 saat sonra ana öğünü tüketmek, hem metabolizmayı çalıştırır, hem de boş mideye birden yüklenmeyerek, kan şekerinin ani olarak yükselmesine engel