Erciyes Üniversitesi Genom ve Kök Hücre Merkezince düzenlenen "Kanser Araştırmada Yeni ve Ölümcül Aktörler: Kanser Kök Hücreler" konulu seminerde konuşan Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Ulukaya, ön belirtileri bilinir ve erken tanı konulursa kanserden çok korkmamak gerektiğini belirtti.

Moralin bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasını sağladığını dile getiren Ulukaya, moralin tedavi edici etkisinin şüphe taşıdığına dikkati çekerek, "Ama kanserden koruyucu etkisi olduğunu düşünüyoruz. Yakında kanser tamamen tedavi edilemese bile şeker hastalığı gibi kronik bir hastalığa dönüşecek. Belki bir tümör olacak ama bununla yaşamayı da öğreneceğiz. Şu anda en iyimser senaryo bu. 10 yıl önce bunu da söyleyemiyorduk" dedi.

KANSERE BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ
Kanser algısına değinen ve "Belki de kansere bakış açımızı değiştirmemiz lazım. Bu bakış açısı aslında 100 küsur yıl önce yapılmış" ifadesini kullanan Ulukaya, şöyle devam etti: "Bu kadar iyi tanımlanmamış olsa bile kanser hücreleriyle kök hücreler arasındaki benzerlik dikkat çekmiş. 'Kanser bir tür kök hücrenin hastalığı mıdır' diye sorulmuş fakat bu konu gelişmemiş. Bugün baktığımızda kök hücrelerle kanser hücreleri arasında inanılmaz ortak özellikler var. Hücre ölümü dediğimiz apoptozis sürekli vücudumuzda olan normal bir mekanizma. Yenilerinin gelmesi için bu lazım çünkü mutasyon biriktiriyor. Bu mutasyonlar bir gün kritik genlere geldiği zaman, hücrenin ölüm mekanizması bozulduğu zaman, bu mutasyon bizi kanser yapabilir. Bir gün hücre bu ölümden kurtuluyor, işte kanser hücresinin özellikleri böylece ortaya çıkıyor. Kök hücre de ölmüyor, o kadar kolay değil ölmeler. Kök hücrelerimizi kaybetmiş olsaydık hayat 3-5 yıl içinde başlayıp bitecekti."

Prof. Dr. Ulukaya, kanser kök hücrelerinin ilaca direnç gösterdiğinin bilindiğini, bu yüzden de tedavinin başarısının çok mümkün olamadığını belirtti.

Kanser kök hücrelerindeki direnci aşacak yaklaşımların bulunması gerektiğini vurgulayan Ulukaya, "Bir kanser dokusundaki hücrelerin yüzde 99,9'unu öldürmek çok zor değil, birtakım hücrelerin ölmesi zor. Bunlar kök hücre gibi davranıyor, çok dirençliler. Ayrıca bir yere yapışmadan da büyüyüp yayıabiliyorlar. Bu benzerlikler aklımıza 'Acaba kanser bir kök hücre hastalığı mıdır?' sorusunu getiriyor. Hakikaten kansere genetik hastalık dedik, Kanada'da bir grup metabolik hastalıktır demeye başladı. Şimdi de kök hücre hastalığıdır denilmeye başlandı. Bazıları kanser-kök hücre kavramına temkinli yaklaşıyor. Aslında artık bu temkine gerek kalmadı. Son birkaç çalışmada da kök hücreyle çok yakın ilişkisi ortaya çıkarıldı" şeklinde konuştu.