Yalnızca kendisinin özlediğine şartlanmış kadından daha tehlikeli çok az şey vardır hayatta, gazı açık bırakıp kibrit çakmak bunlardan biridir.

Aşkta özlem daima vardır, fazla uzaklaşmak gerekmez sevgiliden onu özlemek için. Mecburi uzun ayrılıklarda en temel sorun bu özleme meselesini dillendirmedir. İki taraf da özler, bu mutlak gerçek. Ancak kadın cinsi, ilişkilerde kendisini farklı bir yere koyar çoğu zaman, baktığı o pencereden de yönetmeye çalışır ilişkisini. Oradan baktığı için yalnızca kendisinin sevdiğini, bir tek kendisinin aradığını, dahası hiç özlenmediğini düşünmeye başlar. Bunu ifade etme şekliyse çoğu zaman, Beni neden özlemiyorsun, sorusuyla bir kavgayı ateşler! Bu soru uzaktan bakıldığında ne kadar anlamsız. Özlemenin suali mi olurmuş!

Seni seven adam, senden bir süre uzak kaldığında seni elbette özlüyor, bunu her saniye dile getirmemesi özlemediği anlamına gelmez. Her şeyin yolunda gittiği bir ilişki yaşıyorsanız, özlüyordur o da seni. Özlemek kelimesini kavga fitilleyici olarak kullanmayı bırakmalısın. Özlet kendini! Açık ve net, kendini özlet! Başka hiçbir şey yapmana gerek yok.

Kendine dönüp bakmalısın evvela, sen nasıl özlüyorsun? Aradığında ilk olarak söylediğin şey nedir? Ne yapıyorsun mu? Neredesin mi? En son ne zaman sadece Nasılsın, diye aradın?

Nasılsın? sorusunu birbirinizden esirgemeyin.

Mesafeleri yakın edecek tek şey, Nasılsın? sorusudur.