Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Uzmanı Dr. Erdal Budak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kanserin yol açtığı kısırlığa karşı “Kanser Hastalarında Doğurganlığın Korunması Programı" ile ilgili olarak yapılan çalışmalara ilişkin bilgiler verdi.

“Meme kanseri ve lenfoma gibi bazı kanser türleri genç yaştaki insanları etkileyebiliyor” diyen Dr. Budak konu ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Tedavide sıklıkla kullanılan radyoterapi ve kemoterapi de ne yazık ki kısırlık sorununa ve erken menopoza neden oluyor. Günümüzde, yeni tedaviler sayesinde kanser hastalarının yaşam süreleri uzayabiliyor ve önemli bir kısmında tam iyileşme sağlanabiliyor ancak bu kez de çocuk sahibi olamama sorunu ortaya çıkıyor. Daha önce hiçbir hastalık geçirmediği halde birdenbire vücuduna bir tümör saptandığını ve kanser tedavisi göreceğini öğrenen kişilerin hayatları aniden altüst olabiliyor. Hele bu kişiler henüz anne olmamış ve anne olmayı arzu eden kişilerse sorun daha da önem kazanıyor.
İşte tam bu noktada son yıllarda tüp bebek tedavilerinde elde edilen başarılı sonuçlar devreye giriyor. Vitrifikasyon denen hızlı dondurma yöntemi ile yumurta ya da sperm hücrelerinin dondurulması sayesinde kanser hastaları, tedavileri bittikten sonra çocuk sahibi olabiliyor. Özellikle de kanser hastalığını yenen ve anne olmak isteyen genç yaştaki kadınlar bu programa yoğun ilgi gösteriyorlar.
Hastalar kanseri yeneceklerine inanıyorlar
İspanyol Psikolog Pilar Dolz’un kanser hastalarında doğurganlığın korunmasına ilişkin araştırma sonuçlarına da değinen Dr. Erdal Budak; kanser tedavisi göreceğini öğrenen bir kişinin yumurta ya da sperm hücrelerini dondurabilmesinin, hastalığı geçici bir durum olarak görmesine ve hastalığı yeneceğini düşünmesine yardımcı olduğunu ve hastaların tedavi sürecindeki mücadelelerinde önemli bir psikolojik destek sağladığını belirtti.