Gebelik kadını duygusal anlamda daha aktif kılan ve daha da derinleştiren bir dönemdir. Bedende ve zihinde tüm eski kayıtları, anıları canlandıran bir süreçtir. Kadınlık, annelik, çocuk sahibi olma, korkular, cinsellik, sorgulama, eş olma, güven gibi birçok kavramın sorgulandığı bir zaman dilimidir. Bu nedenle hamilelik duygu yoğunluklarının sıkça yaşandığı bir dönemdir. Yani bolca gözyaşı dökülür gebenin gözlerinden.
Göz yaşlarınızın akması anlamsız ya da boşuna değildir hem bu duygu yoğunluğundan hem de kodlanmış yaşantılarınızın sorgulama sürecinin ortaya çıkması ile duygu boşalımı yaşamaktasınız.Ve iyi ki bu duygu boşalımını yaşamaktasınız.
Psikoloji de en sık karşılaştığımız sorunlardan biridir, kendini bırakamamak. Kendimizi bırakamadığımız zaman birçok duyguyu yaşamayı erteleriz. Duyguları tam olarak yaşayamadığımız ve bırakamadığımız için kendimizi duygusal anlamda sıkmaya başlarız. Bununla birlikte birçok kasımızı da sıkmaya başlarız.
Doğum anında da asıl önemli olan kendinizi yani kaslarınızı sıkmamaktır. Bu yüzden gebelik sırasında gözyaşlarınız akmaya hazır olduğunda bırakınız aksın, çünkü gözyaşlarını tutmayan bir gebe kaslarını da tutmayacaktır. Doğum; kaslarınızı ve duygularınızı baskı altına almadığınızda doğum sürecinin akışına uygun olarak ve rahatlıkla ilerleyecektir. Böylece doğum anında da doğumu coşkuyla karşılayabilecek ve doğum için hazır hale gelen tüm kaslarınızı doğum sırasında aktif olarak kullanabileceksiniz.
Hem gözyaşlarınız hem de keşkesiz bir doğum için desteğe ihtiyacınız varsa, bunu kendinizden esirgemeyin.