İstatistiklere göre özellikle sınav öncesi ilköğretim ve üniversite sınavına hazırlanan öğrencilerin trafik kazalarında ölüm ve yaralanma oranı arttırıyor.
Saptamaya göre; sınava girme düşüncesi hem çocuk hem de gençler için bir sıkıntı, panik, korku, kaygı, endişe ve stres yaşanmasına neden olmaktadır. Çocuklar iki konuda zorlanmaktadırlar. Birincisi sınav stresinden dolayı dikkatleri azalmaktadır. İkincisi ise fazla ders yapmaya zorlandıklarında sıkılmakta, bunalmakta ve bir bıkkınlık içine girmekte olup bu da çocuğun ruh sağlığını zorlayan bir etkendir. Bazen de aileler çocuklarının sınavı kazanmasını çok istedikleri için çocuklara hava, su kadar gerekli olan oyun, oyuncak, bahçe, spor ve çizgi filmleri ya tamamen yasaklamakta ya da ceza olarak kullanmaktadır. Bu tavır çocuğun doğasına uygun değildir. Çocuk sınava hazırlanırken zevk aldığı şeyler tamamen ortadan kaldırılmamalı, ölçülü olarak da çocuğun hayatını renklendirilmelidir.
Çocukların etkilendikleri diğer bir konu ise ailelerinin sınavı kazanamadıkları takdirde onlara nasıl davranacağı korkusudur. Çocuk veya genç bu korkuyla sürekli savaşır. “Kazanamazsam ailemin yüzüne nasıl bakarım, ailemin emeklerini nasıl öderim, onları çok üzmüş olurum” diye kaygılanır. Hatta çevreme , öğretmen ve arkadaşlarıma ne derim korkusunu yaşar. Sınavlarda kazanmak da kazanmamak kadar doğaldır.Doğal olarak İnsanın hayatta başka şans ve seçenekleri de olacaktır. Bunları aileler çocuklarına söylemelidir. Korku, kaygı, endişe, üzüntü, yorgunluk hem sınavın sonucunu olumsuz yönde etkiler hem de trafik kazalarının artışına sebebiyet verebilir. Bundan da öte çocuğu intihara kadar götürebilir.Sonuçta çocuğuna değer veren, yardımcı ve yol gösterici olan ailelerin çocukları daha başarılı olurlar.