Normal şartlarda anne ve baba adayının üreme sistemlerinin sağlıklı olduğu durumlarda gebelik anne rahminde normal bir cinsel birleşmenin ardından kendi kendine oluşacaktır. Ancak bunun için anne adayının tüpleri açık olmalı, yumurta rezervi yeterli olmalı, embriyonun tutunacağı rahim sağlıklı ve uygun olmalı ve düzenli bir adet döngüsünün görülmesi gerekmektedir. Ayrıca baba adayının da yeterli sayıda sperm hücresine sahip olması ve bu hücrelerin uygun hareketlilik yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Bu şartların sağlanabildiği anne ve baba adayları muhtemelen korunmasız cinsel ilişkiye girdikleri takdirde 6 ay içinde hamilelik gerçekleşecektir.

Ancak kadın bir sene içinde hamile kalamazsa, adayların tıbbi incelemeden geçirilmesi gerekir. Tüm faktörlerin değerlendirilmesinden sonra, gerekli görüldüğü takdirde tüp bebek tedavi yöntemiyle hamileliğin oluşturulması mümkün olabilir. Bu durumda, adaylarda tüp bebek tedavisiyle hamilelik elde edilirse, bu aşamadan sonra normal gebelik ile arasında bir fark kalmayacaktır. Normal hamilelikte uzman müdahalesi olmadan kendiliğinden döllenen yumurtayla sağlanmış olan embriyo oluşmakta, tüp bebekle gebelikte ise tıbbi olarak sperm ve yumurtanın bir araya gelmesine yardımcı olunmakta ve böylece bir embriyo oluşturulmaktadır. Bu şekilde kadında hamilelik elde edilmiş olur. Bu aşamadan itibaren hamileliğin devamında ve doğumun gerçekleşmesinde ise normalden daha farklı bir durum yaşanmaz.

Normal olarak doğmuş bir bebekle tüp bebek tedavisi sonucundan Dünya’ya gelmiş bir bebek arasında ne genetik olarak, nede fiziksel yada biyolojik olarak hiçbir fark bulunmamaktadır. Aradaki tek fark yumurtlamayı sağlayabilmek için verilen ilaçlardır ancak bunlarda embriyo rahme yerleştirilmeden önce verilirler ve yumurtayı kendi özelliklerini bozmadan olgunlaştırmak dışında bir etkileri yoktur. Embriyo rahme tutunduktan sonra bebeğin büyümesi ve gelişmesi tıpkı normal gebelikteki gibidir. Dolayısıyla normal bir bebekle tüp bebek arasında hiçbir fark yoktur.

Ancak yinede normal yollarla doğan bebeklerle tüp bebekler arasında bir fark olup olmadığı çok araştırılmış olan bir konudur. Burada iki temel nokta vardır. Bunlardan ilki, bebeklerin genetik yapılarında bir farklılık olup olmadığıdır. İkincisi ise, bebeklerde doğuştan bir fiziksel farklılık olup olmadığıdır.

Yapılan araştırmalarda fiziksel farklılıklar açısından bir fark bulunamamış, minör anomali denilen bazı ufak değişikliklere rastlanmıştır. Bunlar, hipospadias yani erkek bebeklerin pipilerinde eğrilik olması ya da çok az bir oranda kalp anomalileri riskinin artması gibi farklılıklardır. Genetik açıdan ise bir farklılık söz konusu değildir. Sadece normal gebeliklere göre tüp bebeklerde anne adayının çoğul gebelik riski daha fazladır. Bu nedenle çoğul gebeliklerde, gebeliğin direkt olarak kendisinden kaynaklanan riskler daha fazla olduğu için, bu riskler sanki tüp bebek tedavisinden kaynaklanıyormuş gibi görünür. Oysaki bunlar tamamen çoğul gebeliklere özgü risklerdir.