Yunanca poli ve meros kelimelerinin birleşmesiyle oluşan polimer kelime anlamı itibariyle çok parçalı demektir. Günlük kullanıma sıkça dahil olan PVC ve teflon gibi maddeler birer polimerdir. Polimerler daha önceleri kimyanın alt alanı olarak incelense de son zamanlarda lisans düzeyinde açılan Polimer Mühendisliği bölümleriyle akademik anlamda da ayrı bir alan niteliği kazanmıştır. Bu mühendislikten mezun olan kişiler günlük hayatımızda kullanılanlardan bilimin ileri safhalarında kullanılanlara kadar birçok polimerin incelenmesi, geliştirilmesi ve kullanıma sunulması süreçlerini yürütür.
Günümüze kadar kimya mühendisliğinin alt dalı olarak değerlendirilen Polimer Mühendisliği, öneminin farkına varılmasıyla birlikte başlı başına bir alan haline gelmiştir. Bu mühendislik kimyanın alt dalı olmanın ötesinde makine mühendisliği, metalurji ve malzeme mühendisliği gibi dalların da ortak paydada buluşmasıyla ortaya çıkmıştır. Bölümün ayrı bir alan haline gelmesi Türkiye gibi plastik ve kauçukların üretiminde ciddi rol oynayan bir ülke için bu durum çok iyi bir gelişmedir. Yeni yeni yayılmaya başlaması sebebiyle oldukça az mezun veren bu bölümden mezun olanlar piyasanın yoğun talebinden dolayı oldukça iyi maaşlarla işler bulabilirler.
Polimer Mühendisliği mezunu kişiler bu işlerle ilgilenen firmaların tesislerinde AR-GE laboratuvarlarında, kalite kontrol, ham madde kontrol gibi departmanlarda çalışırlar. Bu tür yerlerde malzemelerin tasarımı, geliştirilmesi, üretimin piyasanın talebine göre istenilen miktarda ve zamanda üretilmesi işlemlerini yürütürler. Bu mesleği seçenlerin dikkat etmesi gereken temel durumlardan biri tesislerin ortamıdır. Üretilen madde itibariyle tozlu ve yoğun kokulu olabilecek bu tür tesislerde çalışacak kişilerin bu tür durumlara karşı alerjilerinin olmaması gerekir.
Mesleğe dair iş hayatındaki ayrı bir konu da akademik kariyer imkânlarıdır. Piyasanın yoğun talebine paralel olarak yaygınlaşma eğilimi gösteren bu bölüm için akademisyen ihtiyacı her zaman bulunur. Bu sebeple ilgisi olduğu için bu alana yönelen bir kişi, tesislerdeki ortamlarda çalışmak istemese bile kolaylıkla akademik kariyer imkânı bulur. Ancak bu alanda yoluna devam edebilmek için her bölümde olduğu gibi yüksek lisans ve doktora yapması gerekir.
Kimya, Makine Mühendisliği, Metalurji ve Malzeme Mühendisliği gibi bölümlerin alt dalı olarak değerlendirilen Polimer Mühendisliği piyasanın yoğun talebine bağlı olarak son yıllarda oldukça popüler bir bölümdür. Bu sebeple bu talebi karşılamak için öğrenciler kolaylıkla bu bölüme yönelebilirler.