Evleneceğimiz kişiyle düşüncelerimiz aynı değilse neden evlenelim? Sevdiğimiz kişiyle düşüncelerimiz farklıysa birbirimizin düşüncelerine saygı gösteremeyeceksek neden hayatımızı birleştiriyoruz?

Evlilik karşılıklı saygı isteyen bir kurumdur. Hiçbir insan bir kopyasıyla dünyaya gelmiyor ki biz de yüzde yüz kendimize benzeyen bir karşı cinse aşık olalım. Tabii ki farklılıklarımız olacak, farklılıklar güzeldir.Yaşamı değerli ve anlamlı kılan sınavlar vermemizi, deneyimler kazanmamızı sağlar. Evlendiğimiz kişiyle de farklı yönlerimiz, düşüncelerimiz hatta inançlarımız olabilir. Evliliğimizin uzun ve sağlıklı bir şekilde devam etmesi için farklılıklarımızı 'bilemek' yerine törpülemek gerek.

Her iki tarafın da sosyal, maddi, manevi, kültürel ve inançsal farklılıkları vardır. Yetiştikleri aileler başta olmak üzere her açıdan farklı ortamlarda gelişimini tamamlayan iki tarafın, farklı düşüncelerini ve beklentilerini evlilikleri için yumuşatarak değiştirmesi ya da ortak noktalarda anlaşmaları mutlu evliliğin formülüdür.

Taraflardan biri çok kazanıyor diğeri az kazanıyorsa bunu aralarında bir soruna dönüştürmedikleri sürece evlilikleri yolunda gider. Ya da biri çocuk isterken diğeri istemiyorsa ortak paydada buluşup doğru zamana ertelemek gerekebilir. Bu ılımlı yaklaşım evliliğinizin ömrünü arttırdığı gibi çocuğunuzun da aşk ortamında ve zamanında aranıza katılmasını sağlar. Hatta dini farklılıklar yaşayan çiftler bile olumlu tutumları sayesinde evliliklerinin ömrünü uzatabilirler.

Uyumlu çiftlerin evliliklerinin yolunda gitme olasılığı her ne kadar daha yüksekse de karşılıklı yapıcı davranışlar içerisinde olduğumuz sürece farklı kişiliklere sahip olmamız evliliğimizi mutlu şekilde sürdürmemize engel olamayacaktır. Yeter ki evlendiğimiz kişiyi neden seçtiğimizi, onun evlenmeden önce de sonra da aynı kişi olduğunu, onu her yönüyle sevip bu yola çıktığınızı unutmayın.