Besinlerin uzun süre muhafaza edilmesinde kullanılan en etkili yöntemlerden birisi de dondurma yöntemidir. Besinler dondurulduğunda, çok düşük sıcaklıklarda bakteri faaliyetleri duracağından dolayı besinler bozucu etkilerden maruz kalmadan çok uzun süreler saklanabilirler. Mevsim meyveleri ve sebzeleri ile et, balık ve tavuk gibi çabuk bozulan gıdalar evlerde kullanımı yaygınlaşan derin dondurucular sayesinde uzun süreler boyunca güvenli bir şekilde saklanabiliyor. Bunun yanında marketlerde bize dondurulmuş olarak sunulan hazır ürünler de var. Gün geçtikçe çeşitliliği birlikte tüketimi de artan bu gıdaların sağlığa etkileri ise en çok merak edilen konulardan birisidir.

Hijyenik koşullarda ve bakteri üremesine fırsat vermeyecek kadar kısa sürede hazırlanarak dondurulduklarında, dondurulmuş gıdalar son derece sağlıklıdır. Ancak dondurulmuş gıdalarla ilgili asıl problem bu gıdalarda kullanılan malzemelerden ve katkı maddelerinden kaynaklanmaktadır. Şimdi dondurulmuş ürünlerde sıklıkla kullanılan ve sağlık için olumsuz etkileri olan maddelere bir göz atalım.

Trans Yağlar: Ürün ambalajında hidrojenize yağ olarak da belirtilebilen trans yağlar özellikle kalp sağlığı için oldukça tehlikelidir. LDL olarak bilinen kötü kolesterol seviyesini de yükselten trans yağlar karaciğeri ve üreme sistemini de olumsuz etkiler, bağışıklığı zayıflatır, insülin direncini arttırır. Bunun yanında hücre zarına da zarar veren trans yağlar ayrıca kalp krizi, kalp rahatsızlığı, felç ve gebelerde düşük risklerini de arttırır.

Tuz: Dondurulmuş gıdalarla ilgili bir diğer problem de bu gıdaların aşırı miktarda tuz içermeleridir. Dondurulmuş gıda tüketimi ile genellikle günlük alınması gereken tuz miktarı büyük oranda aşılır. Bu şekilde kandaki sodyum oranı aşırı miktarda artar ve kalp hastalıklarına da sebep olabilen yüksek tansiyon problemi ortaya çıkar.

GDO: Genetiği değiştirilmiş organizmalar olarak açabileceğimiz GDO özellikle glikoz şurubu, mısırözü yağı, kanola yağı, mısır nişastası ve soya lesitini gibi maddelerle dondurulmuş gıdalarda da karşımıza çıkıyor. GDO’lu ürünlerin tüketimi ise kanser riskini arttırmanın yanında kişide alerjik reaksiyonlara sebep olabiliyor ve vücutta antibiyotiklere karşı bir direnç oluşturarak hastalıkların tedavisini zorlaştırıyor.

Monosodyum Glutamat (MSG, E621): Dondurulmuş gıdalarda, özellikle soya soslarında kullanılan ve çin tuzu olarak da adlandırılan bu madde, insan sağlığını pek çok açıdan olumsuz etkiliyor. Merkezi sinir sistemini tahrip ederek birçok hastalığa neden olan bu madde ayrıca retina, böbrek, karaciğer ve pankreas gibi organlarda hasar ve diyabet gibi daha birçok hastalığa sebep oluyor.

Sülfitler (E220-E228): Özellikle dondurulmuş patateslerde gıda koruyucusu olarak kullanılan sülfitler mide krampları, ishal, düşük tansiyon, kurdeşen, göğüs sıkışması, halsizlik ve hızlı nabız gibi problemlere yol açabiliyor.

Kalori: Dondurulmuş gıdalar genellikle yüksek kalorili gıdalardır. Özellikle patates kızarması gibi aşırı kalorili bu tip gıdaların sık tüketilmesi kişide obeziteye varan kilo problemlerine ve şişmanlığa bağlı hastalıklara yol açar.