Türkiye Dijital Oyunlar Federasyonu (TÜDOF) eski Başkanı Mevlüt Genç, doğru oyunlarla çocukların eğlenirken zekasının geliştirilebileceğini söyledi.
Genç, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yaklaşık 20 milyon dijital oyuncu kitlesi olduğunu, bunun büyük bölümünü erkeklerin oluşturduğunu kaydetti. Oyuncu yaşının giderek küçüldüğünü, 2 yaşındaki çocukların inanılmaz işler başardığını dile getiren Genç, ”Oyun sektörü 7’den 70’e herkesi kucaklayan, eğlendiren keyiflendiren bir sektör” dedi.

Herkesi kucaklayan, eğlendiren bir sektörün gücünün doğru kullanılmamasından yakınan Genç, oyunun sadece eğlendiren değil, beyin jimnastiği yaptıran özelliği bulunduğunu dile getirdi. Çocukların doğru oyunlarla oynarken, eğlenirken birçok konu hakkında da bilinçlendiklerini kaydeden Genç, ”Asıl amaç bunu doğru kullanarak eğitime katkı sağlamak olmalı. Zeka geliştiren, beyin jimnastiği yaptıran eğlenceli oyunlar var. Çocuğunuzu eğlendirirken zekasını geliştirebilirsiniz, oyunu bir suç unsuru olarak değil, yararlı, çocuğun gelişimine katkı sağlayan zeka küpü olarak değerlendirmelisiniz” diye konuştu.

Oyunun gücünün doğru bir şekilde kullanılması için önce anne ve babalar tarafından fark edilmesi gerektiğine işaret eden Genç, federasyon olarak bu konuda çalışmalar yaptıklarını anlattı. Anne ve babaları bilinçlendirmeye yönelik kitapçıklar oluşturduklarını, bunları hem elektronik hem de basılı ortamda dağıtmayı planladıklarını anlatan Genç, herkesin her oyunu oynamaması yönünde çalışmalar yaptıklarını da bildirdi.

Oyunların yaş gruplarına göre derecelendirileceğini söyleyen Genç, hangi oyunun hangi yaş grubuna hitap edeceğinin belirleneceğini ve bu şekilde oyunların oynanacağını belirtti.

”Suçlu olan oyun değil, velisi”
Oyunlara yönelik ön yargılardan yakınan Mevlüt Genç, oyun tercihini anne ve babaların bilinçli bir şekilde yapması gerektiğini ifade etti. Doğru tercih ile oyunların negatif yönlerinin pozitife dönüştürülebileceğini savunan Genç, şunları söyledi: ”Kendini oyuna kaptıran çocuklar 9-10 saat bilgisayar başında zaman harcıyor. Aynı şeyi uzun süre yapmak yanlış bir davranış. Ama bunu da kontrol
etmek anne ve babanın sorumluluğunda. 3 saat oyun oynayan çocuğa ’hadi ödevini yap veya biraz yürüyüş yapalım, tekrar oyuna dönersin’ şeklinde yaklaşılmalı. Ancak bazen anne ve babalar çocuklarının uzun süre oyun önünde vakit geçirmelerini bir fırsat gibi değerlendiriyorlar, kendilerine vakit ayırdıklarını düşünüyorlar. Sonra ise oyunu suçlu ilan ediyorlar. Bu da çocuklar için bir tehlike. Suçlu olan oyun değil, velisi. Çocuğun hangi oyunu oynaması gerektiği ve günde kaç saat oyun karşısında durması gerektiğini anne ve babalar belirleyecek.”

Oyun yapımcılarının da topluma karşı sorumluluklarının olduğunu, oyunu yaparken sadece ticari getirisini ön planda tutmaması gerektiğini vurgulayan Genç, ortaya çıkan oyunun yararlarının ya da zararlarının iyi değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.

Geleneksel oyunlar dijital ortama aktarılmalı
Geleneksel oyunların dijital ortama aktarılması ve Türk markalı oyunların çoğaltılması gerektiğini dile getiren Genç, önceden çocukların sokaklarda oyun oynadıklarını, şu anda ise sanal ortamda oyunlarla buluştuğunu kaydetti. Çocukların sanal ortamda diğer çocuklarla bir araya gelebildiğini kaydeden Genç, ”Çocuk sokaktaki sosyalleşmesini sanal ortamda da sürdürebiliyor. Burada da arkadaş grupları oluşturabiliyor. Ben 9 taş oyunu ile büyüdüm, bu oyunun geleneksel oyun olarak dijitalleştirilmesini isterim” dedi.

Ayrıca çeşitli spor dalları federasyonları ile işbirliği yapılarak dijital ortamda çeşitli oyunların geliştirilebileceğini anlatan Genç, oyunların gelecek nesillere bu yöntemle aktarılabileceğini bildirdi.

Genç, dijital oyun sektörünün genç bir sektör olduğunu, sektörün daima gelişime açık olduğunu ifade etti.