Herhangi bir şey hakkındaki inançlarımız duygularımızı ve buna bağlı olarak tutumlarımızı etkiler.

İnançlarımızın bilimsel kanıtlara dayanması gerekmez. Bize o şekilde söylenmiştir. Bilinçaltımıza yerleşmiştir ve biz de o şekilde davranırız. Çoğu kez bunu sorgulamayız. Çocukluktan itibaren bize bazı şeylere sadece inanmamız öğütlenir.
Düşündüğünüzde gerçeklik payının düşük olduğuna kanaat getirseniz bile, o inanca aykırı hareket edemezsiniz. Ettiğinizde başınıza bir şey gelebileceğinden dahi endişelenirsiniz. Pek çok kişinin bununla bağlantılı olarak, anlamlandıramayıp düşünmeden uyguladığı davranışları mevcuttur(Sağ adımla işe başlamak, bir şeyi ters katladığında işlerin ters gideceğine inanmak, nazar boncukları takmak, …vb).
Tüm bunlar yüzyıllardır, bize yapılan ve bizimde çocuklarımıza kültürler yoluyla aktardığımız bir programlamadır. Bu programlama bizim bilincimizi aksine betonlaşarak hayatımızı etkilemeye devam eder.
Bu programlamayı değiştirmek ve hayatınızı kendiniz kontrol etmeye başlamak isterseniz, öncelikle hangi inançlara sahip olduğunuzu ve sizi ne şekilde olumsuz etkilediğini fark etmeniz gerekmektedir.
Hamilelik döneminde de, bebek sahibi olacak kişinin bu yeni duruma adapte olurken etrafından duyduğu şeyler onun için önem taşır. Ve etrafta bu olumsuz kodlamalar, hem doğacak bebeğiniz hem de hamileliğinizle ilgili bol miktarda vardır.
Kolları Yukarı Doğru Uzatmakla Düşük Olur mu?
Kolları yukarı uzatmak düşüğe neden olmaz. Ancak elbette hamilelikte hareketlerimize dikkat etmek gereklidir. Aşırı olabilecek aktivitelerden kaçınmak ve hekimimize danışmak önemlidir.
Yatakta Döndüğümde Bebeğin Kordonu Boynuna Dolanır mı?
Annenin hareketi bebek kordonunun dolanması ile ilgili değildir. Sağdan sola döndüğümüzde bebeğin kordonunun dolanacağı inancı gerçekçi değildir.
Sağlıklı bir hamilelik geçirebilmek için, bu ve benzeri inanışlardan uzak durmanız, çevrenin bu konuda sizi etkilemesine izin vermemeniz, daima olumlu fikirlere odaklanmanız çok önemlidir. Düşüncelerinizin, duygularınızı, duygularınızın da hareketlerinizi belirlediğini unutmayın. Düşüncelerinizi takip edin ve onları, size mutsuzluk ve endişe verenleri değiştirebilirsiniz. Olumsuz fikirler yerine olumlu fikirlere karşı inanç geliştirmeyi alışkanlık haline getirin. Ve çocuklarınıza da bunu öğretin. Onlar için yapabileceğiniz en iyi şey belki de budur.
Psikolog Dilek Kırcaoğlu