Sitomegalovirüs, tüm dünyada her yaşta insanda görülebilen yaygın bir hastalıktır. 40 yaşına kadar her 100 kişiden 50-85’i hayatının bir döneminde bu virüsle karşılaşıyor. Sosyoekonomik koşulları zayıf ülkelerde daha sık görülebilen bu hastalık, yetişkinlerde çoğu zaman fark edilmeden geçiyor. Gribal enfeksiyona benzer belirtiler gösteren Sitomegalovirüs, sıklıkla yüksek ateş, boğazda yanma, kas ve eklem ağrıları, halsizlik bulguları ile kendini gösteriyor.

Sitomegalovirüs hastalığının bulaşma yolları

Sitomegalovirüs hastalığı genelde çocuklardan yetişkinlere bulaşan bir hastalıktır. Virüs özellikle tükürük, idrar, gayta, gözyaşı ve anne sütü gibi vücut sıvıları ile doğrudan temas sonucu ağız yolu ile bulaşır. Ayrıca kan transfüzyonu yolu ile de bulaşabilir. En önemli bulaşma yollarından bir tanesi de hasta olan gebe anneden plasenta yolu ile karnındaki bebeğe bulaşmasıdır.

Vücut direncinizi düşürmeyin

Hastalık primer (birincil) ve sekonder (ikincil, tekrarlayan) olmak üzere iki şekilde görülür. Virüs ilk alındığında ortaya çıkan hastalık birincil hastalıktır. Daha sonra vücut bu virüsü tanıyıp ona karşı bağışıklık hücreleri oluştursa da virüsü tam olarak yok edemez. Virüs, pasif tipte vücudun herhangi bir yerinde beklemede kalır.

İkincil tip hastalık ise virüsün yeniden aktif hale geçmesiyle ortaya çıkar. Bu durum vücut direncinin düştüğü (AIDS, immün sistem bozuklukları, ağır anemiler, beslenme bozuklukları gibi) zamanlarda ortaya çıkar. Hastalığın tanısı kanda yapılan IgM, IgG testleri ile konur. IgM birincil ve aktif hastalığın, IgG ise geçirilmiş ve ikincil hastalığın tanısında kullanılır. IgG değerinin 4 katı yükselmesi, hastalığın yeniden aktif hale geldiğini gösterir.

Gebelikte Sitomegalovirüs enfeksiyonu

Hastalığın gebelikte aktif olarak görülmesi son derece önemlidir. Çünkü virüs, plasenta yolu ile geçerek bebeğe ulaşır ve doğacak bebekte beyin, göz, karaciğer, dalak ve kan sistemini etkiler. Bunların sonucunda bebekte karaciğer ve dalak büyümesi, beyinde görülen kireçlenmeler ve mikrosefali denen küçük kafa gelişimi problemleri sık görülen bulgulardır. Bu bulgularla doğan bebek tedavi ile yüzde 70-80 oranında yaşasa bile, bebekte ileri dönemde zeka ve gelişme gerilikleri ve görme bozuklukları kalıcı bir şekil alır.

Tedavi ve korunma yolları

Bu hastalığın tedavisi çok güçtür. Hastalıktan kişisel hijyen şartlarına dikkat ederek korunmak son derece önemlidir. Gebe kadınların sık sık ellerini yıkamaları, başka vücut sıvıları ile temas etmekten kaçınmaları en önemli korunma metodudur.