Masamızdan tuzu kaldırdık, yemek pişirirken de ekstra tuz eklemiyoruz… Ancak yine de tuzun vücudumuza verdiği zararlardan kurtulamıyoruz. Çünkü birçok yiyeceğin içinde tuz var. Yetişkin bir bireyin günde alması gereken tuz miktarı 5 gramken, ülkemizde günlük tuz tüketimi 18 grama kadar çıkıyor. Ancak bazı küçük önlemlerde soframızdaki tuz tehlikesinden kurtulmak mümkün. Beslenme ve Diyet Uzmanı Özge Öçal, aşırı tuz tüketiminin astımdan mide kanserine birçok hastalığın nedeni olduğunu söyledi.

Aşırı sodyum tüketimi, Türkiye'de her 4 kişiden 1'inde görülen yüksek tansiyonun baş nedeni. Fazla sodyum tüketiminin hipertansiyon dışında; osteoporoz, böbrek fonksiyon bozukluğu, mide kanseri, astım, obezite ve gastrik ülser gibi pek çok ciddi hastalığa neden olabildiğini belirten Öçal, yüksek miktarda tuz içeren besinleri, "Zeytin, peynir, ekmek, krakerler, bisküviler, salam, sosis, et suyu tabletleri, karbonat, kabartma tozu, hazır soslar, ketçap, hardal, soya sosu, fast food ürünleri, bazı kuruyemişler, turşu, salamura besinler, konserveler, tuzlanmış balık, kabuklu deniz ürünleri, tütsülenmiş besinler, tuz açısından zengin besinler arasında yer alıyor" diye özetledi.

YİYECEKLERDEKİ TUZ ORANININI AZALTMANIN 10 YOLU
Diyetisyen Özge Öçal, günlük tuz miktarını azaltmak için şu önerilerde bulundu:
1- Zeytini 1 gece suda bekletin: Zeytin tuz oranı yüksek yiyeceklerin başında yer alıyor. Zeytinin tuzunu azaltmak için 1 gece önceden suda bekletin ya da diyet zeytin tercih edin. Diyet zeytinlerin sodyum içeriği, normal zeytinlere göre daha düşük.

2- Tuz oranı düşük peynir tüketin: Peynir alırken tulum ve ezine gibi tuzlu değil, dil peyniri, lor peyniri gibi sodyum oranı düşük olan peynirleri tercih edin. Peynirlerinizi de suda beklettikten sonra tüketirseniz tuz miktarını azaltmış olursunuz.

3- Konserve yiyecek yemeyin: Konserve yiyeceklerde katkı maddelerinin yanı sıra bol miktarda tuz bulunuyor. Bu nedenle konserve yiyecek yemeyin. Kendi pişirdiğiniz yemeklere de tuz yerine; kimyon, kırmızı biber, karabiber, zencefil, biberiye ya da kekik gibi aroma verici baharatlar kullanın.

4- Yemeklerinizde salça kullanmayın: Salçanın içeriğinde yüksek miktarda tuz bulunuyor. Siz yemeğinize tuz eklemeseniz de salça miktarı gereğinden fazla tuz almanıza neden oluyor. Bu nedenle yemeklerinize salça yerine domates rendesi kullanın.

5- Etiketleri okuyup tuz miktarını hesaplayın: Paketlenmiş gıdaları alırken sodyum miktarını mutlaka okuyun. Okuduğunuz değeri 2.5 ile çarparak içerdiği tuz miktarını hesaplayabilirsiniz. Ancak unutmayın etiketler besin değerlerini porsiyon miktarı başına ya da 100 gram olarak verirler. Kendi tükettiğiniz miktara göre hesaplama yapmayı unutmayın.

6- Paketlenmiş et, tavuk ve balık almayın: Et, tavuk, balık ve hindi doğal olarak sodyum içeriyor. Ancak paketleme sırasında raf ömrünü uzatmak için ekstra tuz eklemesi yapılabiliyor. Bu nedenle paketlenmiş ürünlerden uzak durun.

7- Turşuyu yıkamadan yemeyin: Turşu tüketiminizi minimuma indirin ve yemeden önce mutlaka su ile yıkayın. Ayrıca yapımı sırasında himalaya tuzu tercih edin.

8- Kabartma tozu kullanmayın, iyice çırpın: Kabartma tozunun sodyum içerdiğini unutmayın. Evde yaptığınız kek ve kurabiyelerde kabartma tozu kullanmayın ya da en aza indirin. Kekinizi daha fazla çırparak ve fırın sıcaklığınızı doğru ayarlayarak da düzgün bir şekilde kabarmasını sağlayabilirsiniz.

9- Çorbayı taze sebzelerden pişirin: Mutlaka ev yapımı çorbaları tercih edin. Örneğin ev yapımı domates çorbası 229 miligram sodyum içerirken, hazır olarak aldığımız domates çorbaları 1690 miligrama kadar sodyum içerebiliyor. Ayrıca çorbayı kurutulmuş sebzeler yerine taze sebzelerden yaparsanız tuz oranını azaltmış olursunuz.

10- Cipsinizi kendiniz yapın: Cips ve çerez gibi tuzlu atıştırmalıklar yerine çiğ badem, fındık veya ceviz gibi yağlı tohumlar tercih edin. Ayrıca evde patates veya kabak gibi sebzeleri çeşitli baharatlarla fırınlayıp kendinize harika cipsler yapabilirsiniz.