Kadınların oldukça merak ettiği sorulardan biri de, doğal olarak bitkilerden üretilmiş bir doğum kontrol yönteminin olup olmadığıdır.Ülkemizde yaygın olan bir düşünce de bitkisel olanın, ilaçlardan daha faydalı ve daha zararsız olduğunu düşünmektedir. Bu sebeple ‘’bitkisel olarak nasıl gebelikten korunurum?’’ gibi araştırmalar içerisine girmektedir.
İlk olarak kullanılabilecek her türlü ilacın bitkisel alternatifi daha zararsızdır, diye düşünmek oldukça yanlıştır. Bitkiler de ihtiva ettikleri çeşitli maddeler sebebiyle bazı sorunların meydana gelmesine yol açabilir. Bitkinin ihtiva ettiği maddeler, türleri ve bu maddelerin miktarları kontrol altında tutulamaz. Bundan dolayı da faydadan çok zarara yol açabilirler. Bu sebeple de beklenmeyen yan etkiler meydana gelebilir. İlaçların en önemli özelliği ihtiva ettiği maddelerin oranları ve miktarları bellidir.
Bitkisel Doğum Kontrol Hapları Üretilir Mi?
Doğum kontrol yöntemleri için ise, bitkisel doğum kontrol hapı diye bir şey yoktur. Bitkisel olarak doğum kontrolünün sağlanacağı bir yöntem mevcut değildir. Toplum arasında çeşitli doğum kontrol haplarının bitkisel olarak düşünülmesi oldukça enteresan bir inanış olmasının yanında doğruluğu yoktur. Yapılan pazarlama stratejileri, insanların bu şekilde düşünmesini sağlama amacı ve reklamlar bitkisel doğum kontrol haplarının varlığını düşündürmektedir. Tüm doğum kontrol hapları aynı hormonları ihtiva eden haplardır. Doğum kontrol haplarının içerisinde östrojen ve progesteron hormonu mevcuttur. Östrojen ve progesteron hormonlarını ihtiva etmeyen bir doğum kontrol hapı mevcut değildir. Mini haplarda ise yalnızca progesteron mevcuttur. Ancak bu haplar ülkemizde bulunmaz. Östrojenin ya da progesteronun adı değişebilir, farklı firmalar bu hapları üretebilir. Fakar içerikleri aynı olmaktadır.
Doğum kontrolü hali hazırda hormonal olarak hassas olan bir durumdur. Bundan dolayı da bitkisel olarak çözümünü beklemek oldukça yanlıştır. Doğum kontrol hapları aynı hormonları ihtiva ettiği için yan etkileri de bütün doğum kontrol haplarında aynı olmaktadır. Bu konuda yaygın olan görüşlere müsaade etmeyiniz. Her doğum kontrol hapı farklı değildir. İçerikleri ve yan etkileri aynı olmaktadır. Doğum kontrol haplarına başlamadan önce hepsinin yan etkileri olabileceğini bilin. Yan etkisi bulunmayan bir doğum kontrol hapı mevcut değildir. Bu hapların başlıca yan etkileri mevcuttur.
Doğal Korunma Yöntemleri
1. Bazal Vücut Isısı Yöntemi:
Yumurtlama eyleminden sonra kadının vücut ısısı 0,2 – 0,5 derece artış gösterir. Bunun takibinin yapılması ile doğum kontrol yöntemleri doğal olarak sağlanmaya çalışılır.
2. Takvim Yöntemi (Opino-Kranus):
Yumurtlamanın bir sonraki adet döngüsünden 14 gün önce olduğu gerçekleştiği düşünülür ve adeti izleyen 14-21. günlerde cinsel ilişkide bulunulmaz. En eski doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Fakat koruyuculuğu düşüktür.
Misal olarak, doğum kontrol hapına başlayan bin kadından, bir sene içinde sadece biri hamile kalırken, takvim yöntemiyle doğum kontrolünü sağlayan 100 kadından bir yıl içinde 25 tanesi gebe kalmaktadır.
3. Mukus Metodu (Billings):
Servikal mukusa göre riskli günler tespit edilir.
4. Geri Çekme Metodu:
Cinsel ilişki aşamasında, erkeğin boşalma eyleminden önce, penisin dışarı çıkartılmasıdır. Bu sayede erkek dışarıya boşalır. Etkin bir korunma yöntemi değildir. Her çift bu yöntemi doğru şekilde uygulayamaz. Bu tekniğin başarı ile uygulanabilmesi ve cinsel ilişkinin olumsuz etkilenmemesi adına iki tarafında bu konuda rıza göstermesi gerekir. Ancak gebelik şansı yüksek bir yöntemdir.
5. Emzirme:
Doğumu izleyen ilk 6 ayda anne henüz adet görmeye başlamamış ise ve bebeğini yalnızca anne sütü ile düzenli olarak ve sık sık, günlük olarak toplam en az bir saat süreyle emzirerek besliyor ise, annede yumurtlama yaşanması gecikebilir. Bu sebeple de cinsel ilişkide bulunulsa dahi gebe kalma şansı oldukça düşüktür. Doğum yaptıktan 6 ay sonra emziren kadınların %20 de adet dönemlerine başlamasına dahi, yumurtlamaktadır.
Doğum yaptıktan sonra emzirmeyen annelerde ise yumurtlama, minimum 6 hafta sonra gerçekleşir.