Rahimdeki rahatsızlıklardan birisi rahim ağzında oluşan yaralardır. Rahatsızlığın en temel belirtileri vajinal akıntılar, cinsel birleşme sırasında oluşan kanmalar ve duyulan acıdır. Her yaştan kadında görülebilir. Rahim ağzı yaralarının en bilinen sebebi o bölgedeki oluşan enfeksiyonlardır. Ayrıca cinsel ilişkinin de bu tür rahim ağzı yaralanmalarına sebebiyet verebilir. Kürtaj durumlarında da bu tür vakalar görülebilir.

Hastalığın teşhisi için hasta jinekolojik muayeneden geçirilir. Hastalığın tedavisi için ilaç tedavisi uygulanır ve rahim ağzındaki bu yaralar cerrahi yöntemle yakılır. Zaten yakma yöntemi en sık kullanılan yöntemdir. Bu hastalıkta erken teşhis ve tedavi önemlidir. Çok fazla geç kalınan durumlarda ileriki yıllarda bu durum kanser vakasına da çevrilebilir.

Rahimdeki rahatsızlılardan bir diğeri rahim ağzı kanseridir. Tabi bu hastalığın ölümcül boyutları vardır. Hasta ağrı hisseder, cinsel birleşme sırasında kanama, acı ve ağrı duyulur. Ayrıca uzun süren düzensiz adet kanamaları görülür. Bu kanamalar kokulu olur. Hasta hastalığının daha ileri aşamalarında idrar yapmakta büyük sorun yaşar. Büyük abdestini yapamaz..

Rahim ağzı kanserini çeşitli dış etkenler de tetikler. Çok fazla çocuk doğurma, Hijyenik olmayan hayat şartları, sık eş değiştirme gibi durumlar bu hastalığın görülme riskini daha da artırır. Bir düşünceye göre de kadının eşinin sünnet olmaması da bu hastalığı tetikleyebilmektedir. Sünnet olmamış eş ile cinsel birleşmede enfeksiyon kapma riski daha fazla olabilmektedir.

Rahim ağzı kanserinin teşhisi için vajinal muayene yapılır ve ultrason çekilir. Ayrıca rahim ağzından alınan parça patolojik incelemeye tabi tutulur. Kesin tanı patolojik inceleme sonrasında konur.

Her hastalıkta olduğu gibi rahim ağzı kanserinde de erken teşhis çok önemlidir. Özelikle 40 ve sonrası yaşlar kadınlar için bu açıdan daha risklidir. Bu yaştan itibaren kadınlar bu konuda gerekli testleri düzenli olarak yaptırmalıdırlar.

Kadınları rahim kaslarında Miyom denen iyi huylu tümörler de görülebilmektedir. Miyom ağırlıklı olarak doğurganlığını yitirmemiş kadınlarda görülür. Her 4 kadından 1 tanesinde miyom görülebilir. Özellikle 30 lu yaşlarda ortaya çıkan bir durumdur. Miyom durumunun ortaya çıkmasında genetik faktörlerin de etkidi bulunmaktadır. Yani aile geçmişinde miyom görülen kadınlarda miyom sorununun görünmesi daha ihtimaldir.

Miyom oluşumunda salgılanan östrojen hormonlarının etkisi de bulunur. Yapılan bilimsel araştırmalar doğum kontrol haplarının da böyle bir duruma yol açabileceğini ortaya koymuştur.

Bu rahatsızlıkta kadında ağrı görülür ve düzensiz adet kanamaları olur. Miyomun küçülmesi için ilaç tedavisi uygulanır. Ayrıca miyom sürekli kontrol altında tutularak büyüyüp büyümediği kontrol edilir. Eğer miyom ilaç tedavisiyle küçülmüyorsa cerrahi yöntemle miyom alınır. Eğer gerek görülürse kadın rahminin tümden alınma ihtimali de vardır.

Hamilelikteki miyomlarda ise anne karnındaki bebek için de risk vardır. Çünkü miyomlar bu dönemde daha da büyürler. Bu bebeğin düşmesine de yol açabilir. Eğer miyom anne karnındaki bebeğe uzak bir konumda bulunuyorsa miyom ameliyatla da alınabilir.

Kadınlarda görülebilecek diğer ciddi bir rahatsızlık da rahim kanseridir. Ağırlıklı olarak menopozdan sonra görülür. En temel belirtisi düzensiz kanamalardır. Kanamalar kimi zaman ağır bir şekilde olur. Ayrıca vajinadan sulu ve pembe akıntılar gelir. Hastalık az doğum yapmış, kilolu, kalp hastası ve şeker hastası olan kadınlarda daha çok görünür. Hastalığın tedavisi için önce rahim ameliyatla alınır. Sonra hastaya ilaç tedavisi ve ışın tedavisi uygulanır.