At üzerinde oynanan bir oyun olan polonun tarihi milattan öncesine dayanmaktadır. Orta Asya Türkleri tarafından milattan önce 2000’li yıllarda oynanan “çövgen” oyunu zamanla tüm Asya’ya yayılmıştır. Topla oynanan bu oyun Tibet üzerinden Hindistan’a geçmiştir. Tibet dilinde “top” anlamına gelen “polo” kelimesi ile anılan bu oyunu İngiliz askerleri 1875 yılında Hindistan’da görüp beğenmeleri sonucunda ülkelerine götürmüşlerdir. Ve bu şekilde çövgen oyunu Avrupa’da da polo adıyla oynanmaya başlanmıştır. Polo oyunun kuralları ise İngilizlerin Hurlingham Kulübü tarafından bir yönetmelik çıkartılarak belirlenmiştir.
Polo, at üzerindeki 4’er kişilik iki takım arasında oynanan bir oyundur. Her oyuncunun elinde 1,30 metre uzunluğunda ve yere kadar uzanan özel sopalar bulunur. Bu sopaların tutulduğu bölümlerin uç kısmında elden kayıp düşmelerini engellemek özel bir kaplama ve bileğe geçirmek için kayış bulunurken, sopanın diğer ucu ise yerdeki topa vurabilmek için çekiç ucu şeklindedir. Mallet adı verilen polo sopasının uç kısmı dayanıklı olması için sert ağaçtan, sopanın uzun olan kısmı ise esnek olması için bir çeşit bambu ağacından yapılmaktadır. Polo oyununda kullanılan top ise 10 cm çapında olup beyaz plastik veya genellikle söğüt ağacından yapılmaktadır.
Polo açık havada 275 metreye 145 ila 180 metre arasında değişen uzunluktaki çim sahalarda oynanır. Sahanın her iki tarafında her takıma ait birer kale bulunur. Bu kaleler 7,50 metre aralıkla dikilmiş iki adet direkten oluşurken, kalelerin üst direkleri yoktur. Polo oyununda amaç yerdeki topun oyuncuların ellerindeki sopalar yardımıyla yönlendirilerek rakibin kale direkleri arasından geçirilip skor yapılmasıdır. Polo oyunu her biri 7,5 dakika olan 6 devrede oynanır ve bu devreler “chukker” olarak adlandırılır.
Polo oyununda oyuncular numaralarla ifade edilir. 1 numaralı oyuncu gol atmaktan sorumlu forvet oyuncusudur. 2 numaralı oyuncu ise topu kapmak için uğraşan orta alan hücum oyuncusudur. 3 numaralı oyuncu takımın lideri olan pivot oyuncudur. 4 numaralı oyuncu da savunmada bulunan takımın geri oyuncusudur.
Tehlikeli bir oyun olan polo, 2 atlı bir de yaya hakem tarafından yönetilir ve oyun kuralları çok katıdır. Yapılan kural dışı hareketlerin derecesine göre cezası da farklı olurken faul yapılan takıma rakip kaleye 27 metre ya da 55 metre uzaklıktan serbest atış yapma hakkı verilebilir. Oyuncular tehlikeli durumlardan kendilerini korumak için özel dizlik ve çizme giyerler. Atların da bacaklarını ve tendonlarını korumak için bandaj kullanılır ve atların kuyruklarının polo sopalarına takılmasını önlemek için de at kuyrukları örülür, sarılır ya da bağlanır.
Polo sporunun bir türü de arena polodur. Bu polo türü 3’er kişilik takımlarla ve yaklaşık 92 metre uzunluğundaki açık ya da kapalı sahada, şişirilebilen deri bir top kullanılarak 6’şar dakikalık 4 periyotta oynanır.
Polo maçlarında eşit güçte olmayan takımların eşit şartlarda karşılaşmalarını sağlamak için genellikle handikap sistemi kullanılır. Bu sistemde her oyuncu 0-10 arası bir gol derecelendirilmesine sahiptir. Her takımın oyuncularının derecelendirilmesi toplanır ve hangi takımın handikapı (derecesi) daha düşükse iki takım arasındaki handikap farkı kadar puan bu takımın hanesine sayı olarak yazılır.