Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 01-10-2015, 09:16 PM
meltem
 
Mesajlar: n/a
Standart Anne adayının yaşadığı stres bebeği etkiler mi?

MERAK EDİLEN BU SORUNUN CEVABINI UZMANIN ALDIK.



Anne adayının hamileliğini nasıl geçirdiği çok önemli. Stres ve olumsuz bütün duygular bebeğe plasenta yolu ile geçiyor diyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Hüseyin Şenyurt, anne adayının yaşadığı stresin bebeği nasıl etkilediğini anlattı.

Bir anne adayının gebelik sürecinde kendisini hissedişi ve stresi kontrol ediş şekli, karnındaki bebeğin fiziksel ve ruhsal gelişimini etkilemektedir tezi genel bir kabul görmektedir. Uzmanlar ve bu güne kadar elde edilen bulgular “pozitif düşünme”nin daha sağlıklı bebeklerin doğmasına yardımcı olduğu fikrini desteklemektedir.
Bu konuda otoritesi genel kabul gören Dr.Thomas Verny, yayınlarında, aynı nikotin veya alkol gibi annenin hissettiği veya düşündüğü her şey, nörohormonlar vasıtası ile karnındaki bebeğe de iletildiğini belirtiyor.
Hamile bir kadının duygularını belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Kadının gebeliği algılayış şekli, evliliği hakkındaki düşünceleri, iş ve iş yerindeki durumu, genel sağlık durumu ve buna benzer her şey önemlidir. Bir gebenin düşünceleri duygularını etkilerken, duygular da nörohormonları etkilemektedir.
Anne adayı tedirgin, stresli veya korku içinde ise kanına salınan stres hormonları plasentadan geçerek bebeğe ulaşırlar. Bu stres hormonları etkilerini bebek üzerinde de gösterecektir.
Yaşadığınız stres çocuğunuzun karakterini etkiliyor

Genellikle olumsuz düşünceler korku temelli stres oluşumunun temelini oluşturur. Stres, doğmamış bebeğin endokrin sistemini (tiroit, böbrek üstü bezi gibi iç salgı bezlerini) etkileyerek bebeğin beyin gelişimini şekillendirirler. Aşırı stresli bir gebelik geçiren kadınların çocukları ileriki yaşantılarında davranış problemleri göstermeleri olasıdır. Aşırı ve devamlı stres altında olan anne adaylarının çocuklarının; prematüre doğması, doğum ağırlıklarının düşük olması, hiperaktif, kolayca öfkelenen ve gaz sancısına yatkın olmaları kuvvetle muhtemeldir. Kronik stres altında olan hamilenin salgıladığı hormonlar bebekteki kan dağılımını derinden etkileyerek, gelişmekte olan çocuğun karakterini ve fizyolojisini etkilemektedir.
Diğer taraftan annenin olumlu duygular içinde olması, anne karnındaki bebeğin gelişimini olumlu etkilemektedir. Mutlu, huzurlu ve sakin bir gebenin bu durumu, taşıdığı bebeğin ileriki yaşamında dengeli, mutlu ve huzurlu bir birey olmasının temellerini atacaktır. Kişi neşeli ve huzur içinde olduğu zaman salgılanan endorfin ve enkefalin adı verilen bir dizi madde bebeğe de geçerek onun sinir sisteminin de düzgün bir şekilde çalışmasını sağlar ve bebek huzur içinde büyür.
Günlük yaşamımızı ve streslerimizi %100 kontrol altına almak her zaman mümkün olamamaktadır. Ama gün içinde fırsatlar yaratıp derin düşünme yapmak faydalı olabilir. Dış etkenlerden mümkün olduğu kadar uzak bir ortamda gözlerimizi kapatıp sağlıklı bir bebeğimiz olduğunu görmeye, duymaya, koklamaya hissetmeye çalışmalısınız. Ne kadar fazla duyunuzu canlandırabiliyorsanız o kadar başarılı olacaksınızdır. Bu meditasyon çalışmalarını ne kadar fazla tekrarlarsanız başarınız o kadar artacaktır.


Alıntı ile Cevapla