Oruç tutarken günün büyük bir bölümünde aç kalsak da iftarda ve iftardan sahura kadar olan zamanda yediğimiz ağır besinler kilo almamıza neden olur.

Tüm gün aç kaldığımızda metabolizma yavaşlar ve yağ yakım hızı azalır. Kilo vermek için uzman kişilerin gün içinde azar azar fazla öğün tüketilmesini söylemesi de metabolizmayı harekete geçirmek içindir. Uzun süre durgun kalan metabolizmaya birden yüklenildiği zaman yiyeceklerin öğütülmesi ve yakılması daha da zorlaşır. O yüzden özellikle çok uzun süre hiç bir şey girmeyen miğdemizi birden zorlamamak gerekir. Kendimizi çok acıkmış ve dünyaları yiyecekmiş gibi hissetsek de irademizi sıkı tutup azar azar başlamalıyız yemeğe. İftarda açlığımızın bastırılmasını sağladıktan sonra aralıklarla sahura kadar hafif ve tok tutucu şeyler tüketebiliriz.

Ramazan ayında oruç tutarken su ve yemeğe ihtiyaç duymamak için enerjimizi dikkatli kullanırız. Enerjiyi dikkatli kullanırken dışarı çıkıp yürümekten bile çekiniriz. Böyle olduğu zaman vücutta kas kaybı yaşanabilir. Bir ay boyunca, tüm gün hareketsiz durup akşam yemeğinden sonra da vücudu kaplayan ağırlıkla birlikte hareketten kaçınınca yağ birikimi artar ve özellikle karın, bacak ve kollarda kilo alımı artar.

Kilo alımını önüne geçip gün içinde de rahat olmak için sahurda tüketilen yiyecekler oldukça önemlidir. Tok tutma özelliği olan lif ve protein kaynaklarıyla sahur yapmak her zaman daha iyidir. Tok tutma özelliği ve protein zenginliğiyle bilinen yumurta tüketimi oruç tutanlar için vazgeçilmez olmalıdır.

Uzun süren açlığın ardından yapılan iftar da oldukça önemlidir. İftara kuruyemiş, hurma gibi besinler ve suyla başlamak her zaman daha iyidir. Metabolizma canlandıktan sonra sıcak bir çorba içilmeli. Ardından ana yemeğe geçmek için acele etmek tehlikelidir. Bir müddet bekledikten sonra ana yemek, acele edilmeden hatta yavaş yavaş yenmelidir. Sahura kadar olan bölümde ise ufak atıştırmalar metabolizmayı canlı tutmaya yardımcı olur. Eğer halimiz varsa akşam yemekten 3 saat sonra spor yaparsak fit kalabiliriz. .