Konu: Kendin Olmak
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 12-14-2015, 12:11 AM
buse
 
Mesajlar: n/a
Standart Kendin Olmak



Yaşamı anlamaya başladığın andır durabilmek ayaküstünde. Sorun bu zaten: Başkasıyla olmak, başkasının olmak değil. Kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendin olmak…
Friedrich Nietzsche
Yazıma Nietzsche’nin sözleriyle başlamak istedim. Ne demek kendi başına başkasıyla, başkasıyla kendi olmak. Kaçımız kendimiz olabiliyoruz severken? Belki çok değil ama 5 senelik mesleki tecrübemde çok az rastladım yaşamını sürdürürken kendi olabilen insana. Çoğumuz kendi olmanın ne olduğunun farkında bile değil. Birçok insan dönüp sormuyor kendine ben kimim diye. Dayatılan hayatı yaşıyor, kendine. Kim ne isterse, kimi nasıl memnun edecekse, kim nasıl yanında kalacaksa…
Zaten küçüklükten beri öğretilen bu değil mi bize. Yaramazlık yapmazsak sevildik, çalışkan olursak sevildik, susarsak sevildik… Sevilelim diye kendimizi unuttuk. Böyle olunca ne sevmek için ne de sevilmek için karşılık bekleyen insanlara kızmak anlamsız. Başka yol öğretmediler ki! Eminim bilseydik diğer yolu, yani sağlıklı olanı yaşardık, yaşatırdık.
Peki nedir sağlıklı olan? Biz olurken, ben olmayı unutmamak, karşımızdakinin kendi olmasına izin vermek, spontan, doğal, içimizden geldiği gibi yaşamak. Bu karşımızdakinin haklarını ihlal etmek değil kesinlikle. Emin olun kendini bilen iki insanın bir araya gelişinde karşısındakinin haklarını sömürmeden kendini ortaya koymak mümkündür.
Seanslara gelen danışanlarıma, özellikle çift terapisi için başvuranlara ilişkileri metaforla anlatmaya çalışıyorum. Şimdi zihninizde söylediklerimi hayal etmenizi istiyorum. İki tane demirden küçük top düşünün. Bu topları birbirine vurduğunuzda ses çıkarır ve kesinlikle esnek değildirler. Kendi formlarından asla ödün vermezler. Bu metaforu kendinden kesinlikle ödün vermeyen iki insana yorarsak ilişkide çatışma çıkar, demir topların birbirine vurduğunda çıkardığı ses, orta yolu bulamayan insanların çatışmasını temsil etmektedir. Şimdi bir de bir oyun hamuru ile demir topu düşünün. Bunlar bir araya geldiklerinde demir top oyun hamuruna kendi şeklini verir ve uzaklaştıklarında oyun hamuru o şekilde kalır, demir top ise aynı toptur. Burada da kendi olamayan, kendi isteklerini dile getiremeyen, kendini ifade edemeyen kişi oyun hamuru olarak metafor edilmiştir. Demir top, yani kendini savunmaya alıp aşırı sert olan kişilik yine aynı kalmış ve karşısındakine kendi şeklini vermiştir. En sağlıklı olan ilişki yapısı şudur. İki sünger topu birbirine yaklaştırın. Yakınlaştıklarında birbirlerinin şekillerini alacaklardır, fakat uzaklaştıklarında kendi şekillerine geri döneceklerdir. Bu iki sağlıklı insanın biz olmaya çalışırken esnek davranıp orta yolu buldukları, fakat kendi olmaktan vazgeçmeden bunun yapılabileceğini anlatmaktadır.
Yazımı sonlandırırken kim kendini ne derece değiştirmek ister, kim düzenini nasıl sürdürür ne yapar bilmiyorum, fakat bir tavsiyem olacak ki oda şudur; Eğer çocuğunu varsa ya da çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, bence onun için yapacağınız en iyi şey onu koşulsuz sevmek, kendini ortaya koyarken onu engellememektir. Sağlıklı, mutlu, huzurlu ilişkiler….
Alıntı ile Cevapla